Plastik cerrahinin temel ilgi alanlarından bir diğeri baş-boyun tümörleridir. Baş boyun bölgesinin anatomisine olan hâkimiyetimiz ve yeniden onarım cerrahisi olarak adlandırabileceğimiz “rekonstrüktif cerrahi” nosyonumuz sayesinde, bu bölgenin onkolojik cerrahisinde oldukça başarılı sonuçlar elde etmekteyiz. Şöyleki, tümör cerrahisinde başarılı olmak için gerekli unsurlar, titiz ve dokuya saygılı cerrahi, tümör bırakılmayacak şekilde kanser dokusunun çıkarılması ve fonksiyon ile görünümün normale en yakın hale getirilmesidir. Plastik cerrahi eğitiminin temel unsuru olması nedeniyle, fonksiyon ve görünümü normale yakın hale getirmek konusunda hiçbir sıkıntı yaşanmayacağı açıktır, bu konudaki rahatlık ise, tümör dokusunun “nasıl kapatırım veya fonksiyon ve görünümü eski haline nasıl getiririm korkusu olmadan” gereken genişlikte çıkarılmasını sağlayacaktır. Pek tabiî ki buda tümör cerrahisinde çok daha etkin bir tedavi imkanı sunmaktadır.

Hangi tümörler Plastik cerrahi ilgi alanına girmektedir?

Baş boyun bögesinde yerleşim gösteren,

– Doğumsal tümörler

– Parotis ve çene altı tükrük bezi tümörleri,

– Dil tümörleri,

– Ağız içi ve sert damakta yerleşim gösteren tümörler,

– Çene kistleri ve tümörleri,

– Saçlı derinin ve kafatası kemiklerinin tümörleri,

– Dudak tümörleri,

– Göz küresi ve göz kapaklarını tutan tümörler,

– Yüz derisinin her türlü tümör ve kanserleri Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahlar tarafından başarıyla tedavi edilmektedir.

Dudak Kanserleri

Dudak, gerek konuşma ve yeme içmedeki fonksiyonları gerekse yüzün önemli bir estetik yapısı olması itibariyle, bu bölge yerleşimli tümörlerin tedavisinde Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahinin yeri kaçınılmazdır. Erkeklerde kadınlara göre daha sık gördüğümüz dudak kanserleri, üst dudağa nazaran alt dudağa  daha sıklıkla yerleşmektedirler. Bu tümörlerin oluşumundaki iki önemli faktör güneş ışınlarının oluşturduğu hasar ile tütün ve tütün ürünleri kullanımı şeklinde özetlenebilir. Dudak kanserlerinde, diğer tüm kanserlerde olduğu gibi erken teşhis çok önemli rol oynamaktadır. Erken teşhis edielen bir dudak kanserinde tedavinin başarı oranı %90 ların üzerindedir. Yani hastalık tamamen ortadan kaldırılmaktadır, önemli olan diğer nokta ise erken teşhis sayesinde dudak bölgesinde tümörün çıkarılması sonu oluşacak deformitenin en aza indirgenmesi, dolayısıyla dudağın şekli, görünümü ve fonksiyonunda neredeyse hiçbir değişiklik olmadan hastalığın tedavi edilmesidir. Dolayısıyle dudağında bir türlü iyileşmeyen yara bulunan veya iyileşip tekrarlayan yaraları olan, sigara, pipo içiciliği veya açık tenli olup güneş ışınlarına maruz kalmak gibi risk faktörü taşıyan bireyler hiç ihmal etmeden mutlaka bir Estetik Plastik Cerrahi uzmanına başvurmalıdır.